Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıl dönümü dolayısıyla Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’nde tören düzenlendi.
Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş katıldı.
Bu yıl teması “Yüz Onun” olarak belirlenen programda konuşan Bakan Ersoy, “Çanakkale’de birleşen emperyalist güçler, dünyanın en güçlü orduları karşısında Türk milletinin bağımsızlığından taviz vereceğinin planlarını yapmışlardı. Ancak ne denizde ne karada düşmana geçit vermeyen kahraman ordumuz canını ortaya koyarak tarihin akışını değiştirmiştir." dedi.
Tarihin yalnızca geçmişte kalan bir süreç olmadığını vurgulayan Ersoy, konuşmasında şunları kaydetti:
"Biz tarihe baktığımızda, atalarımızın geçmişte ortaya koyduğu mücadeleyi gördüğümüzde sadece gururlanmıyoruz. Bizi başka toplumlardan ayıran en önemli özelliklerden biri tam da budur. Biz tarihe baktığımızda aynı zamanda bugünümüzü ve geleceğimizi görüyoruz. Tarih bizim için yalnız geride kalan bir süreç değildir. Tarih bize konuşmaya devam ediyor. Geçmişte yaşananlar bizim bugünümüze ayna tutuyor. Atalarımızın mücadelesi bizim ders aldığımız, yönümüzü belirlediğimiz bir kılavuz özelliği taşımaktadır.”
Dünyada barışın, huzurun ve kardeşliğin güçlenmesi için mücadele vermenin Çanakkale şehitlerimize ve tarihimize karşı en büyük sorumluluklarımızdan birisi olduğunu da dile getiren Ersoy, “Bu sorumluluk çerçevesinde biz Çanakkale ruhuna sahip çıkmaya, Çanakkale’yi anlatmaya, etnik, dini hiçbir ayrım yapmadan mazlum milletlerin sesi olmaya ve gönül coğrafyalarımızla güçlü ilişkiler kurmaya devam edeceğiz.” dedi.
Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünü kutlayan Bakan Ersoy, başta Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitleri rahmetle anarak konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da törende yaptığı konuşmada Çanakkale'nin yalnızca bir muharebe ya da cephe adı değil, milletimizin özgürlük iradesinin tüm dünyaya ilan edildiği, tarihin akışını değiştiren bir milat olduğunu belirttiği konuşmasında şunları kaydetti:
"1914 yılında patlak veren Cihan Harbi, Osmanlı Devleti'ni de içine çekmiş ve dünya genelinde geniş bir cepheye yayılmıştı. Çanakkale, bir savaş alanı olmanın ötesinde, vatanın kalbine yönelmiş bir tehdidin bertaraf edilmesi gereken son savunma hattıydı. Milletimiz için bu mücadele, varlık ile yokluk arasındaki bir sınav olmuştur. 18 Mart 1915’te, İtilaf donanması Çanakkale Boğazı’na saldırmış, ancak Osmanlı ordusu, stratejik savunma hattı, kahraman topçuları ve Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlarla düşmana ağır kayıplar verdirerek geçit vermemiştir."
"Savunma sanayiinde kendi imkânlarımızla imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almamak ve yerlilik-millilik oranlarımızı daima yükseğe taşımak idealizmimizin gerisinde de Çanakkale ruhundan aldığımız ilham vardır." diyen Cevdet Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçmişte yaşanan tecrübeler bize savunma ürünlerinin tasarımında ve üretiminde tam bağımsız bir konuma erişmemizin olmazsa olmaz olduğunu göstermiştir. Bölgesel krizlerin ve jeopolitik gerilimlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada bulunan ülkemiz, bir taraftan küresel güvenlik paradigmasının belirleyicilerinden birisi olmak, diğer taraftan da savunma alanında sürekli teyakkuzda bulunmak durumundadır."
Tören konuşmalarının ardından şehitlik defterinin imzalanması ve şehitliklere karanfil bırakılmasıyla sona erdi.
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 Galata Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.