Reklam
Tarih : 2025-06-25 13:29:28

Dervişoğlu: Türkiye’de hukuk devletinin iki eksiği var

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Türk milletinin tarihi ve coğrafi varlığı, onur, şeref ve haysiyeti olduğunda, kimsenin menfi tepkisini umursamayacaklarını belirterek, "Ben bunları, 'Ne mutlu Türk’üm diyene' sözünde bahsi geçen, her Türk gibi, 'vazife' addediyorum. Ben Türk milletinin milli karakterine ve seciyesine kir, pislik veya çamur atmakla görevli, resmi ya da gayrı resmi memurlara karşı, söz, eylem ve kimlik müdafaasına bir ömür adadım. Bin ömrüm olsa da yine hepsini adarım. İşte Talat Paşa hassasiyetimiz de tam olarak bununla ilgilidir. Bilinçli ve bilinçsiz tarafların tamamı da bunu böyle anlamalıdırlar." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan DEM Partili bir milletvekilin, Türk milleti ve tarihini hedef alan bir konuşma yaptığını ifade eden Dervişoğlu, "Türkiye’yi soykırımcılıkla, Talat Paşa’yı da katillikle itham etmiştir. Çok değil 8 yıl önce aynı kürsüden yapılan benzer bir açıklama karşısında Talat Paşa’yı ve Türkiye’yi savunmak için sıraya giren cumhur koalisyonu üyeleri bugün hiçbir şey olmamış gibi susuyorsa, Türkiye’yi soykırımcılıkla itham eden o zatı ve onun ithal kirli sözlerini umursamıyorsa, orada bir hassasiyet değil üstü kapalı bir onay hatta memnuniyet görülmekteyse, mesele ancak umursamaz, ilkesiz ve teslimiyetçi bir iktidar zafiyetiyle tanımlanabilir. Bu kürsüden Türkiye Cumhuriyeti Devleti yazılı makamların masalarında oturanlara sesleniyorum. Üç günlük siyasetinizle, 3000 yıllık devletin kirletilmesine seyirci kalamazsınız! Aklınızı başınıza alın" diye konuştu.

“Hukuk Devleti” kavramının Türkiye’de iki önemli eksiği olduğunu söyleyen Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"Bunlardan birincisi, hukuktur. İkincisi ise ne yazık ki devlettir. Bu ikisi olmayınca, geriye meşruluğunu yeniden üretemeyen, haliyle de geriye, iktidardan ziyade, alelade bir organizasyon kalmaktadır. Biri hukuk diğeri devlet. Son günlerde yaşadığımız bu durumun ikinci örneği. Hukuksuz tutuklamalardır. Onun da son temsilcisi gazeteci Fatih Altaylı olmuştur. Demokrasi ve Türk milletinin kendini yönetme azmine ilişkin basın ve ifade hürriyetinin sınırları içinde olduğu su götürmez bir örnekten, bu kez tehdit çıkarıp, bunu da, Cumhurbaşkanı’na karşı diğer fiili hareket kavramının içine koyup, bir gazetecinin önce gözaltına alınmasına ardından da tutuklanmasına şahit olduk. Bu durum işte bu ülkede ne hukukun ne de devletin olmadığının en güzel ikinci örneğidir." 

İsrail'in İran'a yönelik saldırı hakkında da konuşan Dervişoğlu, "İsrail’in Gazze’de estirdiği terör yetmezmiş gibi, bir süredir İran’a da taşıdığı pervasız saldırganlığına, Gazze’deki suçlarına ortak olan ABD de ortaklık etmiştir. İsrail’in 13 Haziran’da İran’a karşı başlattığı saldırılar, uluslararası hukuk açısından olduğu kadar, bölgesel dengeler açısından da kabul edilemez bir riske kapı aralamıştır. Rejimler ve ülkeler, ülke halkları ve idareciler, diktatörlükler ve savaş politikaları. Bu karşılıklı çatışma oyununda hepimizi yakından ilgilendiren ve ayrı ayrı düşünüp, değerlendirmemiz gereken hususlardır. Tarihin her aşamasında, özellikle de büyük çatışma ve savaş zamanlarında diktatörlükler, tiranlıklar, tek adam rejimleri, ülkelerinin bekaları yerine kendi bekasını koymak konusunda mahirdirler. Savaşa ve barışa o ülkelerin asıl sahibi olan milletler karar vermediği sürece, gayrimeşru rejimler savaştan beslenir ve kan akmaya devam eder. İsrail ve ABD başta olmak üzere, herkesin aklını başına alması gerekir. Onların oyun kurup, oynadıklarını zannettikleri bu toprakları; bizler vatan, sınırlarımız ötesini de komşularımız biliriz." açıklamasını yaptı.

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 Galata Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.