Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başalrı şöyle:
"Konsey oturumunda savunma harcamalarımızı 10 yıllık bir sürede GSYİH yüzde 5'i düzeyine çıkarmayı kararlaştırdık. Her geçen gün ilave krizlerin ortaya çıktığı iklimde alınan bu karar NATO açısından zaruret teşkil ediyor.
Terörizmden en fazla zarar gören, bölgemizde birçok krizden doğrudan etkilenen müttefikiz. Ülkemizi tüm bu krizlerin, sıcak çatışmaların ve gerilimlerin uzağında tutmaya gayret ediyoruz.
Caydırıcılığımızın artırılmasına büyük önem veriyoruz. Türk savunma sanayiinin yaptığı büyük atılım dünyada parmakla gösterilmektedir. SİHA ve İHA başta olmak üzere birçok alanda küresel ölçekte söz sahibiyiz. Savunma harcamalarımız yüzde 2 seviyesinin üstündedir.
Mevcut altyapı ve savunma sanayii yatırımlarımız, inovasyona ayırdığımız kaynaklar ile yüzde 5'i yakalamaya en yakın ülkelerdeniz.
Birçok müttefikin tehdit ve sınamalar karşısında daha fazla sorumluluk üstlenmek konusunda bizimle aynı çizgiye gelmesini doğru buluyorum.
Elbette savunma harcamalarının artırılarak ittifakın geliştirilmesi mümkün değil. Müttefikler arasında karşılıklı iş birliğinin samimiyetle tesis edilmesi gerekiyor. Müttefikler arasındaki savunma sanayiindeki ticari engellerin amasız, fakatsız şekilde kaldırılmasını talep ettik. Bunun tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesini ümit ediyoruz.
Özellikle üye olmayan müttefiklerin birliğin savunma sanayii girişimlerine tam olarak dahil edilmesinin tüm Avrupa'nın menfaatine olacağını vurguladım.
Avrupa'da artan savunma yetenekleri tüm Avrupa, Atlantik bölgesinin çıkarınadır. NATO Genel Sekreteri'nin Teksas'tan Ankara'ya savunma sanayi gelişimini esas alan yaklaşımı bu bakımdan fevkalade değerlidir.
İstanbul'da bir kez daha arabuluculuğa başladık. İlave esir ve cenaze takasları hususunda önemli ilerleme sağlandı. Olası bir ateşkese dair açık bir görüş alışverişinde bulunuldu. Ateşkes ve kalıcı barış için fırsat penceresinin aralandığı kanaatindeyim.
Hedefimiz taraflar arasında ilave somut adımlar atılmasına destek olmak suretiyle kalıcı barış sürecinin taşlarını döşemektir. Savaşın en kısa sürede neticelendirilmesi umudunu koruyorum. Adil bir barışın kaybedeni olmaz.
Ortadoğu'daki tehditlerin ve krizlerin her geçen gün daha ciddi hal aldığını görüyoruz. Gazze'de 2 yıla yaklaşan mezalime bir kez daha dikkat çekiyorum. Şimdiye kadar İsrail saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 56 bin Gazzeli hayatını kaybetti. 129 bin Gazzeli yaralandı.
Gazze'nin yüzde 80'i yıkıldı. Sağlık altyapısının yüzde 95'i tahrip oldu. Kilise, cami, okul, hastaneler bombalandı. 2 milyonu aşkın Gazzeli kardeşimiz yıkıntıların arasında tepelerine bombalar yağarken zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.
İsrail hükümeti en temel ihtiyaç maddelerinin dahi Gazze'ye girişine engel çıkartıyor. İsrail'in saldırıları sebebiyle insani trajedi, insani felakete dönüşmüş durumda. Vicdan sahibi hiçbir insan böyle vahşete sessiz kalmaz. Bebekler uyurken susulur, öldürülürken susulmaz.
Buradan insan hayatına değer veren herkesi zulme karşı seslerini yükseltmeye çağırıyorum. Ancak uluslararası toplumun sessiz kaldığına şahit oluyoruz. İsrail ihlallerine her geçen gün yenilerini ekliyor. İsrail bölgeyi istikrarsız hale getirerek kendi halkının güvenliğini sağlayamaz. Bölgedeki tüm ülkeler gibi İsrail'in de güvenliği komşuların istikrar, huzuru ve refahından geçmektedir.
Yaşananlar 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz iki devletli çözümün kaçınılmaz olduğunu bize hatırlatmaktadır. Türkiye olarak tüm halkların, inançların, yanyana barış içinde yaşadığı sulh ikliminin tesisidir. 1000 yıldır aynı topraklarda yaşıyoruz. İnşallah ebediyyen orada yaşamaya devam edeceğiz. Tüm bölgenin selameti için acı da olsa rahatsız edici de olsa hakikatleri cesaretle söylemeyi sürdüreceğiz.
İsrail ile İran arasındaki en son askeri tırmanma bölgemizi ciddi risklerle karşı karşıya bıraktı. Yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Bölgedeki liderlerle telefon görüşmelerimiz oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler İstanbul'da toplandı.
Komşumuz İran'la sorunların kalıcı çözümü, diplomasi ve müzakere ile mümkündür. Bölgemiz savaşla, yıkımla, saldırganlıkla tehditle hiçbir yere ulaşılamayacağının örnekleriyle doludur. Sayın Trump'ın gayretleriyle sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşılıyoruz.
Değerli dostum Trump'ın çağrılarına tarafların koşulsuz uymalarını bekliyoruz. Fiili ateşkesin en kısa zamanda kalıcı sukunete tahvil edilmesini umuyoruz. Müttefikler dahil herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.
Zirve kapsamında birçok liderle görüşmeler gerçekleştirdim. Bu kapsamda sırasıyla ABD Başkanı, Almanya Şansölyesi, Birleşik Krallık Başbakanı, Fransa Cumhurbaşkanı, Hollanda Başbakanı, Romanya Cumhurbaşkanı'nın aralarında olduğu pekçok liderle bir araya geldim.
Temaslarımda müttefiklerimizle ikili ilişkilerimizi geliştirmenin yollarını hem de zirve gündemini ele aldık. Ülkemizin önümüzdeki sene NATO zirvesine ev sahipliği yapma önerisi de zirvemizde neticeye bağlandı.
Gelecek yıl müttefiklerimizi Türkiye'de ağırlayacak olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Zirvenin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."
Sorular ve yanıtlar
"Rus Ordusu şu anda Azerbaycan'dan ayrıldı. Orada değil. E tamam çıktığına göre artık zaten bu sorunun da hükmü kalmadı. Yeni Karabağ'a gittim. Böyle bir şey zaten orada yok. Şu anda Azerbaycan orayı Azerbaycan devletinin yaşanabilir hükmü altına getirmenin gayreti içerisinde. Altyapı, üstyapı noktasında adımlarını atıyorlar ve çok ciddi de yatırımlar yapıyorlar, hayırlı olsun."
"Türkiye'ye herhangi bir saldırı olmadıktan sonra Türkiye'ye yönelik bir saldırı olmadığı takdirde ki şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Türkiye bölgesinin barış ülkesidir. Bölgesinde barışın özellikle hakim olması için bütün gayretlerini göstermektedir. Ancak bütün bunların yanında özellikle de İsrail'in bu çekilmez, dayanılmaz tavrına karşı da biz orada zulmün karşısında yer almayı devam ettireceğiz. Bugüne kadaır Gazze'de olduğu gibi bölgede zalimlerin karşısında, zulmün karşısında yer aldık, yer almaya devam ediyoruz. Özellikle garip gurebanın yanında yer almaya devam ediyoruz. Şu anda Gazze'de aylardır oradaki mazlumlara ayni yardım gitmiyor. Şimdi bu insanlara ayni yardım gitmezse bu insanların hali ne olacak? Biz de şu anda güçlü olan ülkelere diyoruz ki 'gelin İsrail'in karşısında yer alın bu ayni yardımların götürebilmesi için Gazze'ye kapıların açılmasını sağlamak lazım'. Kızılhaç'a bile şu anda İsrail yol vermiyor. Kızılhaç kanalıyla bile Gazze'deki bu insanlara yardım gitmiyor. Kızılhaç çalışabilse o kanalla buralara ayni yardım gıda, ilaç, yiyecek, giyecek tüm bunları götürme imkanı sağlanmış olacak. Ama şu anda bu bile maalesef yok."
"Şu anda İsrail'le Türkiye'nin arasındaki ilişkilerin bu anlayışla devam etmesi halinde burada aramızdaki barış aramızdaki huzur mümkün değil. Atılan adımlar herşeyden önce barışı tehdit ediyor. Atılan adımlar barışı tehdit ettiğine göre burada nasıl barışı sağlayacaksınız, mümkün değil. 100 bini aşkın insan ölü, yaralı ve hala daha vurmaya devam ediyorlar. Öbür tarafta Gazze'deki mazlum insanlara Kızılhaç dahil gıda sevkiyatı yapılmıyor. Bunu engelleyen kim? İsrail. Ve hala burada bu kadar barbarca bir adım atıldığı takdirde biz nasıl bunlarla huzurlu bir ortamı tesis edeceğiz? Mümkün değil. Kızılhaç şu anda devreye girmek istiyor netice yok! Kızılayımız, Mısır devreye girmek istiyor, netice yok. Bütün bunlarla birlikte hangi ülkeye bakarsanız bakın hiçbirisi netice alamıyor. İsrail'i bu noktada Gazze'de şu ana kadar takındığı tavırdan vazgeçmeye davet ediyoruz."
"Her şeyden önce şu an itibariyle önümüzdeki 10 yıl içerisinde tabii ki atacağımız adımlar milli bütçeden olacaktır. Peyderpey milli bütçeden buraya gerekli payı ayırmak suretiyle NATO'ya desteğimizi vermiş olacağız. Eurofighter konusunda görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz. Almanya ve İngiltere ile görüşüyoruz. Bu konuda olumlu gelişmeler var. Bunu gerçekleştirdikten sonra inşallah adımlarımızı atmış olacağız."
Bundan önceki İstanbul'da olmuştu. İlgili arkadaşlarımızla görüşmelerimizi yapıyoruz. Belki de önümüzdeki hafta içerisinde bunun kararını veririz. Zaman kaybına tahammülümüz yok. Daha önce İstanbul'da yaptığımız bu zirvemizi bu defa yapacağımız toplantıdaki vereceğimiz kararla inşallah NATO Genel Sekreterliği'ne bildireceğiz."
"Sayın Trump'la yaptığımız görüşmede S-400'ü konuşmadık. O gündemimizde değildi. O iş bitmiş bir iş. F-35 konusunu görüştük. Bu konuda biz 1 milyar 300-400 dolar gibi ödeme yaptık. F-35'leri alma noktasında sayın Trump'ın iyi niyetli olduğunu gördük. F-16'larımızın bakım onarımı, F-35'lerin alımıyla ilgili çalışmalarımızı sorumlu olan arkadaşlarımız devam ettiriyorlar. Bir de bizim Eurofighter'la ilgili çalışmalarımız var. İngiltere ve Almanya ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Temennimiz odur ki, iyi niyetimizi İngiltere ve Almanya da olumlu karşılıyor. Çalışmalarımız devam ediyor."
"Akşam 11.00-11.30'dan itibaren sayın Trump'la yaklaşık 1-1,5 saat kadar görüşmemizi yaptık. Görüşmemizde özellikle Gazze'nin sahil boylarının sizin ifade ettiğiniz şekilde kumarhaneler olması gündeme gelmedi. Böyle bir şey zaten gündeme gelse herhalde vereceğim cevap bellidir. Bu konuda duruşum bellidir. Duruşum belli olduğuna göre sayın Trump öyle akıllı insandır ki, kime hangi soruyu soracağını iyi bilir. Böyle bir şey aramızda geçmedi."
"Bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarıyla Cumhurbaşkanları olarak herhangi sıkıntımız yok. Şu anda gayet iyi gidiyor. Parlamentoda güçlü potansiyele sahipler. Onların bir sıkıntısı olmadığına göre bu yürüyüş, bu gidiş. Randevu istediler rahmetli Sırrı Süreyya Bey'le birlikte Pervin Hanım'ı kabul ettim. Kendileriyle görüştük. Zannediyorum yine randevu talepleri var. Yakın zamanda gerçekleştireceğiz. Kendileri ile görüşmelerimizi yapacağız, herhangi sıkıntı sözkonusu değil. Benim ülkemde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arabıyla hepimiz biriz. Ülkemin bütünlüğünü korumak benim görevimdir. Bunu da en güzel şekilde sürdüreceğiz. Kifayeti müzakere diyelim, çok teşekkür ederim. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum, sağolun."
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 Galata Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.